diyabet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kalori Hesaplama ve Şeker İlişkisi

0 yorum
Bilindiği üzere yıllardır uygulanan kişiye özel kalori hesabı yöntemi ortalama bir kilo başına 30 kalorinin çarpımı ile elde edilmektedir. Özellikle son zamanlarda bir çok diyetistenin boy ve kilo hesabına bakarak da günlük tüketmemiz gereken kalori hesabını elde etmekteyiz

Fakat her besinden aldığımız kalori aynı mıdır ? Yani kalorinin geldiği yerin bir önemi var mı ? Yoksa sadece kalori kalori midir ? Yakın bir zaman içerisinde yayınlanan Sugar Man (şeker adam) adlı belgeselde ele alınan bu konunun üzerinde durulmuş ve oldukça çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.

Örneğin günlük ortalama 2300 kalorilik fruktoz(şeker) içermeyen bir diyete sahip olan bir birey tam 60 gün boyunca ortalama bir insanın gün içerisinde tükettiği şeker miktarı kadarlık bir diyete başlıyor. Ayrıca bu diyet süresince egzersiz yapmaya devam eden birey, piyasada sağlıklı diye lanse edilen meyveli yoğurt, mısır gevreği, %100 meyve içeren meyve sularından kullanarak 2300 kalori sınırını aşmadan diyetini sürdüyor.



60 günün sonunda şeker diyeti ile ortalama 12 kilo almakta ve bel çevresi 14 santimetre genişlemektedir. Ayrıca düzenli yapılan kan testlerinde karaciğer yağlanması ve diyabet başlangıcı tespit ediliyor. Özellikle vurgulanan nokta sağlıklı bir bireyin bu kadar kısa süre içerisinde tip-2 diyabete bu denli yaklaşması dikkat çekiliyor.

Halbuki buradaki deneyi gerçekleştiren kişi 2300 kalorilik uygun diyetini aşmadan, hatta abur cubur tüketmeden bu kritik duruma ulaşıyor. Sonuçları oldukça çarpıcı olmasına rağmen şeker endüstrisi ve bütün gıda endüstrisi çeşitli finansman kaynakları ile bilim dünyasının bir kısmını kendi tarafına çekerek bu durumu örtbas edebiliyorlar. Çünkü kişinin diyabet veya obez olması şekerin suçu değil kişinin kendi iradesizliğine bağlı fazla yeme ve hareketsizlik olarak lanse ediliyor.

Sonuç olarak yıllardır uygulanan kalori hesabının aslında yanlış olabileceği, çünkü kalorinin hesaplanmasından çok bu kalorinin nereden geldiğinin daha önemli olduğu tezinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. 



Devamını oku... »

Diyabette Beslenmenin İlk Amacı

0 yorum


ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Beslenme ve Diyet Uzmanı Didem Güneş:

Kan şekeri ölçümünün ardından diyabetin devamında gelişebilecek komplikasyonları önleyerek hastanın hayat kalitesini yükseltmeyi amaçladıklarını söyleyen Güneş, tedavinin üç tane temel ayağının olduğunu belirterek bunların medikal tedavi, beslenme tedavisi ve egzersiz olduğunu söyledi.

Diyabetlilerin mutlaka ilk olarak yedikleri besinlerin ve bu besinlerin kan şekerine olan etkilerinin sonucuna dikkat çeken Didem Güneş, her yıl yapılacak olan kontroller için yılda 2 kez mutlaka diyabet konusu hakkında deneyimli  ve tecrübe sahibi bir diyetisyene danışılması gerektiğini söyledi. Diyabeti olsun veya olmasın tüm kişilerin sağlıklı bir yaşam sürmesi için yemeleri gereken besinlerin aynı olduğunu belirten Güneş, diyabetli biri olmanın diğer insanlardan farklı bir besini tüketmek veya tüketmemej anlamına gelemeyeceğini söyledi.

Güneş, hem diyabet hastalarının hem de sağlıklı bireylerin uyması gereken genel önerileri şöyle sıraladı:

“Aileniz için pişirilen, ‘sağlıklı’ her besin sizin için de uygundur. Daha fazla nişastasız sebze (brokoli, ıspanak), meyve ve bakliyat tüketin. Tahılların en az işlenmiş olanlarını tercih edin. Tatlılardan kaçının, yağ, şeker ve tuzu mümkün olduğunca az kullanın. Sağlıklı et ve sağlıklı yağlar tercih edin; zeytinyağı, kabuklu yemişler (badem, ceviz…) gibi. Hazır, paketlenmiş gıdada bulunan trans yağları tüketmeyin. Meyve suyu yerine lif içeriği zengin meyveyi tercih edin. Bal, reçel, marmelat gibi gıdalardan sakının. Yemeklerde zeytinyağını tercih edin, mevcut kilonuza kaç yılda ulaştığınızı düşünün ve bu nedenle birkaç ay içinde mucizeler beklemeyin. 

Öğün atlamayın, 3 ana ve 3 ara öğün tüketin. Böylece ana öğüne daha tok girip daha az kalori almış olursunuz. Uykusuzluk ve stres diyet uyumunu güçleştirir ve kilo alımına yol açar, stresle baş etmenin yollarını araştırın (hobi, yürüyüş, doğa vb) eğer kendi başınıza baş edemiyorsanız destek alın. Dışarıda yeme alışkanlığınızdan kurtulun, sayıyı minimuma indirin. Çikolata, cips gibi gıdalar tüketmeyin, çocuklarınıza da erken yaşta sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırın. Daha fazla su tüketin, yemeklere baharat ilavesi iştahı azaltacaktır.”

Devamını oku... »

Podolojinin diyabetik hastalar için önemi nedir?

0 yorum
Diyabete bağlı gelişen ateroskleroz, periferik nöropati, mikroanjiopati gibi komplikasyonların en çok etkilediği temel organ ayaklardır. Bu komplikasyonlara bağlı olarak ayak dolaşımının bozulması, ağrı duyusunun bozulması ve otonomik kontrolün bozulması sonucunda ayak yaraları gelişmektedir.



Diyabetik ayak yaraları diyabetik hastaların önemli morbidite ve mortalite sebeplerinden biridir. Dünyada bu konuda yapılan çalışmalar, podoloji uygulamaları ile diyabete bağlı amputasyonların %45-85 oranında önlenebileceğini göstermektedir. Ülkemizde diyabetik ayak yaralarını önlemeye yönelik uygulamalar yetersizdir, dünyada birçok ülkede bu uygulamalar Podiatristler tarafından yürütülmektedir.

 Kocaeli Üniversitesi Türkiye’de Podoloji eğitimini ilk başlatan Üniversite olup, diyabetin önemli komplikasyonlarından biri olan diyabetik ayak yaralarını önleyici uygulamalara yönelik önemli bir adım atmıştır.

Kaynak: KOCAELİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ  


Devamını oku... »

Her 100 kişiden 13'ü diyabetli

0 yorum
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Tuzcu,  hastalığının kişide başladığı andan itibaren kalp hastalığından böbrek hastalığına, göz hastalığından sinir hastalığına kadar birçok hastalığı bünyesinde barındırdığını, zamanla etkisini gösterdiğini söyledi. Görme kaybı yaşayanların yaklaşık yüzde 50'sinin diyabet hastası olduğunu kaydeden Tuzcu, diyabet hastalığı nedeniyle bacak ya da el kaybının da yaşandığını bildirdi.


Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde diyabet hastalığının ciddi bir tehlike olduğunu, hamburger gibi hazır gıdalar ve kola tüketen çocuk ve gençlerin diyabet için bir risk olduğunu anlatan Tuzcu, anne ve babasında diyabetli, göbek çevresi şişman olanların da risk grubunda bulunduğunu, diyabetin hem genetik hem çevresel faktörlerin aynı anda tetiklediği bir hastalık olduğuna dikkat çekti. ''Sosyal refah düzeyinin artması da diyabetli hasta sayısını artırdı'' diyen Tuzcu, hareketsizlik ve spor yapma alışkanlığının olmamasının diyabeti artıran etkenler arasında bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'de diyabetin en önemli toplum sağlığı sorunları arasında yer aldığını ifade eden Tuzcu, şöyle konuştu:
''Türkiye'de 1998-2010 arasında yapılan araştırmada, diyabet oranları Bursa ve Malatya'da yüzde 20'nin üzerinde, Diyarbakır, İstanbul, Antalya, Adana, Gaziantep, İzmir, Denizli, Eskişehir, Ankara ve Konya'da ise yüzde 15'in üzerinde olduğu belirlendi. Diyabet farkındalığının Bursa'da en yüksek, Diyarbakır'da ise en düşük olduğu tespit edildi. 40-44 yaş grubundan itibaren nüfusun en az yüzde 10'u diyabetlidir. Türkiye yüzde 7.2 olan diyabet oranı şimdi 13.7 yükseldi. 12 yılda yüzde 90'a varan bir artış söz konusu. Gerçekten hem bölge hem ülkemiz için diyabet korkulan bir hastalık. Türkiye'de her 100 kişiden 13'ü diyabetli. Diyarbakır'da ise 20 yaşın üzerinde olan 7-8 kişiden biri diyabet hastası.''
Tuzcu, diyabet hastalığı önlemek için dengeli beslenilmesi, mutlaka spor yapılması, şekerli yiyeceklerden uzak durulması ve günlük ihtiyaç kadar beslenilmesi gerektiğini anlatarak, hayata hareket katılması gerektiğini vurguladı. Öte yandan, Dünya Diyabet Haftası nedeniyle kamu hastaneleri ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kurulan stantlarda şeker ölçümü yapıldı, diyabetle ilgili rozet, afiş ve broşür dağıtıldı.

Devamını oku... »

Gebelik Diyabetinde Beslenme Nasıl Olmalı?

0 yorum


Hayatında hiç diyabet sorunu yaşamayan kadınlar, gebelik döneminde şeker hastalığı ile tanışabiliyor! Hamilelerin yüzde 2'sinde gebelik diyabetinin ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz, bu durumda gebelikte doğru ve bilinçli beslenmenin daha fazla önem taşıdığını belirtiyor:
Gebelik diyabetinde, günlük alınması gereken enerji dağılımı anne adayının özelliklerine göre belirlenmeli. Karbonhidratı tamamen kesmek yerine doğru adresten almalı; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, kepekli makarna, bulgur ve yulaf gibi… Kan şekerinin ani düşüşlerini önlemek için de posadan zengin gıdalar tercih etmeli ve ara öğünleri kesinlikle atlamamalı!
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz; gebelik döneminde diyabet çıkması durumunda uygulanabilecek beslenme formülleriyle ilgili bilgiler verdi:
Gebelik döneminde kişinin karşılaşabileceği sağlık problemlerinden birisi de gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) dediğimiz gebelikte çıkan şeker hastalığıdır. Daha önce diyabeti (şeker hastalığı) olmayan gebelerin yüzde 2 kadarında gestasyonel diyabet çıkabiliyor.
Gebeliği takip eden doktor tarafından gebeliğin 24 – 28. haftalarında yapılan şeker yüklemeleri ile tanısı konuyor. Biz diyetisyenler de kişiye özel, anne ve bebeğin sağlığını koruyacak, geliştirecek, hem anne hem de bebeği tüm besin ihtiyaçlarını karşılayacak bir beslenme programı oluşturuyoruz. Amaç anne ve bebeğin iyi beslenmesi, bunun sonucunda istenilen kan değerlerine ulaşılması, istenilen ölçüde kilo artışı sağlanılmasıdır. Anne karnındaki bebeğin sağlığı annenin yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkündür. Ancak fazla kilo alma riskine karşı kontrol de çok önemlidir.
Gebelikte anne metabolizmasında bazı değişiklikler olur. Beslenme, bu dönemde ayrıca önem içerir. Bu dönem genellikle 'eksiksiz beslenme' ile eşdeğer tutulur. Eksik beslenmenin zararları ön planda tutulur; kişi ihtiyacının üzerinde beslenmeye teşvik edilir. Aslında eksik beslenme kadar fazla beslenme de gebelikte ciddi sıkıntılar oluşturabilir.
Kişiye Özel Enerji Planı
Günlük alınması gereken enerjinin dağılımı önemlidir. Toplam enerjinin yüzde 15'i proteinlerden, yüzde 30'u yağlardan ve yüzde 55'i de kompleks karbonhidratlardan karşılanmalıdır. Gebelikte kişinin alması gereken enerji; yaşına, boyuna, olduğu kiloya, gebeliğin başından itibaren aldığı kiloya ve fiziksel aktivite düzeyi gibi kişi ile bağlantılı parametrelere göre hesaplanır.
İhtiyacı olan enerjiyi hangi besinlerden alacağı diyetisyen ve anne adayı ile birlikte düzenlenmelidir. Gebelik döneminde beslenme önemli olduğu kadar hassastır da. Bazı besinlere karşı iştahsızlık veya tam tersi fazla aşerme gibi konular olabilir. Bu gibi durumları diyetisyeni ile paylaşan anne adayına özel program hazırlanmalıdır.
Kiloda İpin Ucunu Kaçırmayıın
Gestasyonel diyabette kilo artışı fazla olabileceği için bu riski düşünerek daha gebeliğin başından yani gestasyonel diyabeti tanısı almadan önce kontrollü gitmek gerekir. Eğer gebeliğe olması gereken kilonun üzerinde başladıysanız (BKI yani Beden Kitle İndeksi 25'in üzerinde ise) ilk 3 aylık dönemde kilo alınmaması gerekir.
BKI = kilo / boy(m) X boy (m)
18,5 altıZayıf
18,6 – 24,9Normal
25,0 – 29,9Şişman
30 ve üzeriObez
Normalde de gebelikte 9 – 12 kg normal, fazla kilo ile başlandıysa 7 – 8 kg, düşük kilo ile başlandıysa 17 – 22 kg ağırlık kazanımı normaldir.
Karbonhidratı Doğru Adresten Alın!
Gebelik şekerinde de normal diyabetteki gibi en önemli besin öğesi karbonhidratlı (şekerli) besinler. Ancak bu noktada şöyle bir yanlış anlaşılma da olmamalı; karbonhidratlı besinler kan şekerini yükseltir diye, gestasyonel diyabette diyetten çıkartılmaz. Yapılan çalışmalar da göstermiş ki; gebelikte yeterli protein ve yağ alınsa dahi eksik karbonhidrat bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler oluşturur.
Karbonhidratlarda önemli nokta; ne kadar karbonhidrat gerektiğinin iyi hesaplanması ve kişinin ihtiyaç duyduğu karbonhidratı günün hangi saatlerinde, ne kadar ve hangi besinlerle karşılayabileceğini öğrenmesidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit şekerler yerine lif miktarı yüksek, kan şekerini daha yavaş yükselten, sağlığı geliştirmede daha etkin kompleks karbonhidratları seçmek faydalı olacaktır.
Kompleks karbonhidratlar; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, makarna, bulgur, tam buğday ekmekleri, çavdar, yulaf vb… Basit şekerler ise; çay şekeri, reçel, bal ve marmelat gibi gıdalardır. Diyet programında karbonhidrat kaynaklarını öncelikli olarak ekmek ve ekmek yerine geçenler ile meyve grubu besinler oluşturur. Bu besinler diyette kati suretle olmalı, ancak yenilecek miktar ve zamanlama çok iyi belirlenmelidir.
Gestasyonel diyabette sıkıntı her zaman kan şekerinin yükselmesi olmaz. Kan şekerinin düşmesi de yaşanır ve çok tehlikelidir. Bu nedenle doktorun ve beslenme uzmanının istediği periyotlarda kan şekeri kontrolü yapmak / yaptırmak, besin tüketim kaydı tutmak ve bu kayıtlar eşliğinde beslenme programını yenilemek gerekir. Annenin aldığı kilo, kan şekeri değerleri, yiyebildiği ve yiyemediği besinler göz önüne alınarak diyetisyen kontrolünde beslenme programı yenilenmelidir.
Ara Öğünleri Satın Atlamayın!
Öğün atlamayın. Diyabette olduğu gibi gestasyonel diyabette de kan şekerinin düşmesi oldukça sıkıntılı bir durumdur. Bunu önlemenin en güzel yolu sık aralıklarla beslenmektir. Kan şekerlerinin istenilen düzeylerde tutulabilmesi için öğün sayı ve miktarları önemlidir. Ara öğünler, öğünden 2.5 – 3 saat sonra kompleks karbonhidrat içerikli olmalıdır.
Kan Şekerini Posayla Düzenleyin
Kan şekerini düzenlemede yardımcı besinlerin başında posa gelir. Posa, birlikte yenilen karbonhidratın kan şekerine olan etkisini azaltır. Kan şekerinin yükselme hızını yavaşlatır. Bu nedenle de tüm öğünlerimizde kalori değeri çok az olan ama vitamin, mineral ve posadan zengin olan kaynakları mutlaka soframızda olmalıdır (sebzeler). Bununla birlikte diğer karbonhidrat kaynakları da posadan zengin tercih edilmelidir. (tam buğday ekmeği, çavdar, bulgur, meyveler vb. )
Diyabetli Hamileler 10 Altın Kuralı Unutmayın:
  • Gebe kalınan kilo, hamilelik dönemi boyunca alınacak kiloyu belirler.
  • Gestasyonel diyabeti (gebelikte şeker) olan kişinin beslenme programı, mutlaka beslenme uzmanı ile hazırlanmalıdır.
  • Diyet; anne adayına özel hesaplanmış, onun seveceği besinlerden oluşmalı ve sosyal yaşantısına uygun olmalı.
  • Öğün ve ara öğünler kaçırılmamalı
  • Hangi besinler karbonhidrat içerir öğrenilmeli. Buna göre öğünde alması gereken karbonhidrat kaynağı besinleri kişi kendi seçebilmeli.
  • Gebeliği izleyen doktorun önereceği ölçüde fiziksel aktivite yapılmalı
  • Bol su içilmeli
  • Basit şekerlerden uzak durulmalı
  • Kompleks karbonhidratlara ağırlık verilmeli
  • Bol posa tüketilmeli.
İşte Bir Günlük Örnek Mönü
Kahvaltı
3 DİLİM ESMER EKMEK
2 DİLİM AZ YAĞLI PEYNİR veya 1 HAŞLANMIŞ YUMURTA + 1 DİLİM AZ YAĞLI PEYNİR
MEVSİMİNE UYGUN BOL ÇİĞ SEBZE
5- 6 ADET ZEYTİN (TUZSUZ)
ŞEKERSİZ AÇIK ÇAY
Ara
1 PORSİYON MEYVE
½ KASE AZ YAĞLI YOĞURT VEYA ½ BARDAK AZ YAĞLI SÜT
Öğle
1 KSE ÇORBA
100 – 150 GRAM ET VEYA TAVUK VEYA BALIK
SALATA (1 - 2 TATLI KAŞIĞI ZEYTİNYAĞLI)
3 DİLİM ESMER EKMEK VEYA EKMEK YERİNE GEÇENLER
Ara
1 MEYVE
1 KSE AZ YAĞLI YOĞURT
1 DİLİM ESMER EKMEK VEYA EKMEK YERİNE GEÇENLER
Akşam
1 KSE ÇORBA
ETSİZ SEBZE YEMEĞİ
1 KASE AZ YAĞLI YOĞURT
2 DİLİM ESMER EKMEK VEYA EKMEK YERİNE GEÇENLER
Ara
1 PORSİYON MEYVE
8-10 ADET FINDIK
Ara( YATANA KADAR GEÇEN SÜRE FAZLA İSE )
½ KASE AZ YAĞLI YOĞURT VEYA ½ BARDAK AZ YAĞLI SÜT
1 DİLİM ESMER EKMEK VEYA 3 KAŞIK YULAF GEVREĞİ
Meyvenin de Bir Ölçüsü Var
BESİNORTALAMA ÖLÇÜMİKTAR (GR)
Ananas1/2 adet120
Armut1 orta boy100
Avakado½ adet125
Ayva1/3 orta boy100
ElmaBir küçük boy100
Greyfurt½ orta boy180
Hurma3 adet20
Kivi1 orta boy120
Kuru erik5 adet20
Kuru Hurma5 adet20
Kuru incir1 adet20
Kuru kayısı4 adet20
Kuru üzüm1 yemek kaşığı dolusu20
Limon3 küçük boy180
Mandalina1 büyük veya 2 küçük boy120-140
Muz (ithal)½ orta boy50
Muz (yerli)1 küçük boy65
Nar3/4 orta boy100
Nar suyu1/2 su bardağı120
Portakal1 orta boy130
Turunç1 orta boy100
Üzüm15 iri tane / 1 su bardağı75
Vişne18 adet100
Kaynak: http://www.medicalpark.com.tr/

Devamını oku... »

Google'dan İğnesiz Şeker Ölçümü ve Kan Alma Teknolojisi

0 yorum


Son zamanlarda teknoloji atılımlarıyla gündeme gelen Google, bu seferde sağlık alanında yaptığı yeni yatırımıyla ilgileri üzerine çekmekte. Teknoloji devi olarak kabul edilen Google iğnesiz kan alma ve şeker ölçümü üzerine geliştirilen yeni bir teknolojinin patentini alarak, iğneden korkan veya diyabet hastası olan bir çok kişinin dikkatlerini çekti.



Şu an hala proje aşamasında olan aletin çalışma prensibi ise oldukça basit ve ilginç gözükmekte. İğne ile alınan kan örneklerinin aksine, iğnenin saplanacağı noktaya gaz basıncı ile mikropartiküllerin deriyi delerek kan almak için uygun duruma geçince ardından negatif basınç ile kanı kendi haznesine çekecek. Ardından şeker ölçümü için akıllı saatlerde olduğu gibi bileğimize takılı bir alet ile buradan şeker ölçümünü yapabileceğiz.

Fakat şu an için yeni olan bu teknolojinin normal iğne ile kan almanın yerine geçemeyeceği belirtilmiştir. Çünkü aletten alınan miktarın çok az olacağını, bununda sadece diyabet hastalarının kendi başlarına şeker ölçümü yapabileceklerinin belirtilmiş olması dikkatlerden kaçmadı.Lakin Google'ın ilerleyen dönemlerde bu alandada büyük bir atılım yaparak herkesi şaşırtması beklenmekte.




Devamını oku... »

Diyabet Tedavisinde Egzersiz Neden Önemlidir ?

0 yorum
Diyabet Tedavisinde Egzersiz Neden Önemlidir? 

Diyabetin tedavisinde ve önlenmesinde fiziksel aktiviteninin rolü çeşitli araştırmalarda gösterilmiştir. Egzersiz, alınan besinlerin kas dokuları tarafından kullanılmasını hızlandırarak kan glukoz düzeyindeki yükselmeleri önler. Tip 2 diyabetiklerin % 80- 85'i obezdir. Egzersiz enerji harcamasını arttırır, yağ dokusunun azalmasına yardımcı olur. Diyabete aday olan bireylerde haftada en az 3 gün yapılan 30 dakikalık yürüyüş programı diyabet riskini uzaklaştırır.







Kaynak: ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HASTA BİLGİLENDİRME FORMU

Devamını oku... »

DİYABETTE BESLENMENİN ÖNEMİ

0 yorum
Diyabet tedavisinin amacı kan şekeri kontrolünü sağlayarak diyabetin seyrinde gelişebilecek bozuklukları (komplikasyonları) önlemek veya geciktirmek; böylece yaşam kalitenizi yükseltmektir. Diyabette bu amaca yönelik olarak tedavi,
  1. Sağlıklı beslenme ve egzersiz ile,
    Sağlıklı beslenme,ağızdan alınacak antidiyabetik (OAD)
  2. ilaçlar ve egzersiz ile,
  3. Sağlıklı beslenme, insülin tedavisi ve egzersiz ile sağlanabilmektedir.
Diyabet, yaşamınızda başta beslenme planınız olmak üzere bazı değişikliklerin oluşmasını gerektirmektedir. Kan şekerini oluşturan asıl kaynak besinler olduğu için sağlıklı beslenme diyabette tedavinin temelidir.
Sağlıklı beslenmek için vücudun ihtiyacı olan öğeleri içeren besinleri yeterli miktarlarda ve öğün içinde dengeli bir şekilde tüketmeniz gerekmektedir. Sağlıklı beslenmek için ihtiyacımız olan öğeler ve bu besin öğelerini alacağınız temel yiyecek kaynakları şunlardır:
  • Karbonhidrat (tahıllar, un ve undan yapılmış yiyecekler, kuru baklagiller, patates, sebze ve meyveler, süt, yoğurt)
  • Protein (et, yumurta, peynir, süt, yoğurt )
  • Yağ (yağ ve et, yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi yağ içeren yiyecekler)
  • Vitamin ve Mineral (sebze ve meyveler başta olmak üzere tüm yiyecekler)
  • Posa (sebze, meyve, kuru baklagiller ve tam taneli tahıllar)
  • Sağlıklı beslenmek için her gün çeşitli besinler tüketiniz. Çünkü her bir besinin içindeki besin öğesi farklıdır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için vücudunuzun gereksinimi olan besin öğelerini ancak yiyecekleri çeşitlendirerek, yeterli bir şekilde sağlayabilirsiniz.
Diyabetinizin olması yaşamınız boyunca sevdiğiniz yiyecekleri yiyemiyecek olmanız anlamına gelmez. Fakat yediğiniz yiyecek çeşidine ve miktarına daha çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Önemli olan kan şekerinin kontrolünü sağlamak için sebze, meyve, tahıl kaynaklarından zengin, ılımlı miktarda protein ve yağ ile kolesterolü sınırlandırılmış bir beslenme planı uygulamanızdır. Bu plan içinde yediğiniz besinlerin çeşidi, miktarı ve zamanı konusunda biliçli olmanız ve bu bilinçe uygun davranmanız gerekir. Vücudunuz için gerekli olan besinlerin zaman ve miktar olarak belirli bir denge içinde alınması hiperglisemi ve hipoglisemiyi önleyerek, kan şekeri kontrolünü sağlayacak kan şekerinin kontrol altına alınması da kısa ve uzun dönemde gelişebilecek komplikasyonları önleyecek veya geçiktirecektir.
Diyabeti olan bir çok kişi beslenme planını uygulamak için aile ile yemek yeme zamanını ve birlikte yedikleri yemek çeşidini değiştirmekte, kendisi için ayrı yemek hazırlamaktadır. Oysa günümüzde diyabeti olan ve diyabeti olmayan bireylere önerilen sağlıklı beslenme önerileri farklı değildir. Diyabet, bireyin temel besin öğelerine olan gereksinim düzeylerini etkilemez. Diyabeti olmayan bir kişinin de rafine şeker tüketimini kısıtlaması, doymuş yağ ve kolesterolden zengin olan et, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi yiyecekleri belirli bir miktarda tüketmesi, az az ve sık sık yemek yemesi gerekmektedir.
Öğünlerden 1,5 saat sonra kan şekerinizi ölçerek farklı yiyeceklerin kan şekerinizi nasıl etkilediğini saptayabilir, farklı yiyecekler ile menü planlaması yapmak için değişim listelerinden faydalanabilirsiniz.

KAYNAK: http://diyabet.gov.tr/index.php?lang=tr&page=48

Devamını oku... »

YAKIN ÇEVRENİZDE, SİZ DE DAHİL DİYABETLİ VAR MI ?

"Doğru eğitimin, doğru bilmenin, doğru görmenin ve doğruyu yapmanın, hastalıktan koruma ve tedavi etmede, diyabetik ayak yarasındaki kadar etkili olduğu, hastanın kaderinin bu denli değiştiği ve multidisipliner yaklaşımın mutlaka gerekli olduğu bir başka hastalık yoktur". "İnsan değerinin anlaşılamadığı toplumlarda, ayak sağlığının değerini anlamak ve anlatmak oldukça zordur".
Prof.Dr. Mücahit ÖZYAZAR