hastalıklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Diyabetik Ayakta İngiltere Modeli

0 yorum



Diyabet hastalığının en büyük komplikasyonlarından biri olan diyabetik ayak için İngiltere oldukça etkili bir program ile diyabetik ayağın zararlarını en aza indirgemeye çalışmakta. Bu konu hakkında oldukça faydalı olan çalışma hızla  devreye konuldu.


Başlatılan program çerçevesinde diyabetik ayağa sahip hastalara gerekli temel 3 aşamada eğitim verilmekte. Bu eğitimlerden ilki hastanın kişisel bakımını sağlaması ardından ikinci olarak diyabetik ayağa nasıl bakmaları gerektiği ve son olarak da diyabetik ayağın komplikasyonlarının farkına vararak, ayaklarını kontrol etmeleri hakkında bilgilendirerek diyabetik ayak mücadelesinde oldukça önemli bir başarı yakalanmıştır.




Bu eğitimin ardından hastalara diyabetik ayağın bakımı konusunda 10 maddelik bir bilgilendirme ile İngiltere'de bulunan ve bu programı deneyen hastanede program için toplamda ki maliyet 33.000 sterlin harcanarak desteklenmiştir. Sonuç olarak amputasyonlarda azalmaya bağlı olarak 250.000 sterlin kazanç sağlanarak programın başarısı ve güvenilirliği kanıtlanmıştır.




Kaynak: - diabetes.org.uk

              - Türkiye'de Diyabetik Ayak Konusunda Yenilikler ve Yasal Düzenlemeler
                 Prof. Dr. Neşe Saltoğlu


Devamını oku... »

DİYABETİK AYAK NEDİR ?

0 yorum


DİYABETİN KOMPLİKASYONU OLARAK ORTAYA ÇIKAN SİNİR TAHRİBATI VE TIKAYICI DAMAR HASTALIĞI; BİRLİKTE ETKİ EDEREK AYAKLARDA YARA AÇILMASINA NEDEN OLURLAR. TEDAVİ EDİLMEMESİ HALİNDE İLERİ DERECEDE KOMPLİKASYONLAR ORTAYA ÇIKABİLİR.
Diyabetik ayak, günümüzde diyabet ya da bilinen ismi ile şeker hastalığı ile devam eden kan şekeri yüksekliği sonucu oluşan, semptomlara neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Diyabet, tarih boyunca toplumların en önemli sağlık sorunlarından biri olmuştur.
Diyabetin önemli komplikasyonlardan biri olan diyabetik ayak hastaneye yatışların en önemli sebebini oluşturmaktadır. Diyabetik ayakta tedavinin sağlanması, amputasyonun önlemesi artık etkinliği kanıtlanmış olan girişimsel radyoloji teknikleri ile mümkün olabilmekte, endovasküler tedaviler uygulamaktadır.
Diyabet hastalarında ayak yaralarının oluşumuna yol açan bir kaç temel neden vardır; -Kontrolsüz diyabet -Kontrolsüz diyet -Damar tıkanıklığı ve darlığı (Diyabetik vaskülopati) -Sinir hasarı (Diyabetik nöropati) -Ayak hijyen koşullarının yetersizliği. Diyabetik ayak geliştiği anda altta yatan damar hastalıkları giderildiği taktirde  bu hastanın gerçekten yaşam kalitesine ve yaşam süresine çok ciddi katkılar sağlanır.
Tedavi
Diyabetik ayak gelişen hastalarda iyileşmeyen yaraların altında yatan nedenlerden biri de damar darlık ve tıkanıklığına bağlı kan akımının yetersizliğidir. Diyabetik ayak hastalarında mutlaka damarların değerlendirilmesi darlık ve tıkanıkların giderilmesi gerekir.
Bu tür patolojiler giderilmezse diyabetik ayak ilerleyici olup organ kaybına yol açabilmektedir. Çoğu zamanda iyileşmeyen ayaklarda kangrene yol açar. Kangren hastanın ayaklarının kaybına yol açabilmektedir.
Girişimsel radyolojide damar darlık ve tıkanıkları saptandığı taktirde bunlara yönelik balon anjiyoplasti ve stent yerleştirilmesi yapılabilmektedir. Tedavi planlanırken mutlaka kombine yaklaşım gösterilmelidir. Bu kapsamda damar tedavileri ile birlikte; -Kan şekerinin düzenlenmesi -Diyetin düzenlenmesi -Ayaktaki yaralara yönelik antibiyotik tedavisi ve pansuman uygulanması -Ayakta gangrenöz yaralara yönelik hiperbarik oksijen tedavisi ve destekleyici tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.
Koruyucu Yöntemler
Kangren gelişmeden şeker ve diyetin agresif kontrolü, sigara kullanılması, ayak bakımı koruyucu yöntemlerin başında yer alır. Diyabet kontrolünde temel yapı taşlarından biri beslenmenin düzenlenmesidir. Beslenme tedavisinde kişiye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığını kazandırmak, kişinin yaşam süresini kalitesini yükseltmektir.
Diyabetli bireylerinin beslenme tedavileri; yaşına, boyuna, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite durumuna, sosyo-ekonomik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına göre diyetisyen tarafından düzenlenir. Beslenme programı kişiye özeldir, bir tek diyet örneği yoktur.
Ayakların korunmasında diyabet hastalarına yönelik ayakkabı ve çorapların kullanılması, çıplak ayakla dolaşılmaması uygulanması gereken önlemlerdir.

KAYNAK: http://www.medicana.com.tr/formlar/2013/subat/diyabetik_ayak.aspx

Devamını oku... »

HUZURSUZ BACAK SENDROMU NEDİR ?

0 yorum

Huzursuz Bacak Sendromu Nedir?

Huzursuz bacak sendromunu toplumda çok yaygın görülmesi, hastalık olduğunun bilinmemesi ve yıllarca insanların bu hastalıkla tedavi edilmeden yaşaması nedeniyle en az bilinen en sık görülen hastalıklardan biridir diye tanımlayabiliriz.
Huzursuz bacak sendromu özellikle istirahat döneminde ortaya çıkan bacaklarda uyuşma, yanma, iğnelenme, karıncalanma, ağrı ve şiddetli hareket ettirme isteği gibi yakınmalarla kendini gösteren bir nörolojik hastalıktır. Yakınmalar genellikle akşam saatlerinde ve bacaklarda ortaya çıkarken, ilerleyen durumlarda gün içinde de uzun süreli oturma ve istirahat dönemlerinde ortaya çıkabilir. En önemli özelliklerden birisi yakınmaların hareketle azalmasıdır. Genellikle her iki bacağı etkilemekle birlikte az oranda ki hastalarda tek taraflı olabileceği akılda tutulmalıdır. Nadiren kollara, ellere ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.
Bulguların sıklıkla akşam ve gece saatlerinde ortaya çıkması, bu hastalarda ciddi uyku bozukluklarına neden olmaktadır. Ayrıca huzursuz bacak sendromu olan hastaların %80’ine yakın bir bölümünde uyku sırasında belirli aralıklarla bacaklarda ortaya çıkan ve Periyodik Bacak Hareketleri (PBH) adını verdiğimiz istemsiz hareketler vardır. Bunlar da uykuyu etkileyen bir başka nedendir. Bazı hastalarda huzursuz bacak sendromu olmaksızın sadece PBH’leri ortaya çıkabilir.
Huzursuz bacak sendromu genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bir hastalık olmakla birlikte tüm yaşlarda da görülebilir. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık iki kat daha fazla görülmektedir.

Huzursuz Bacak Sendromu Görülme Sıklığı Nedir?

Değişik toplumlarda yapılan çalışmalarda huzursuz bacak sendromu görülme sıklığı %1-15 arasında değişmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre toplumumuzda ortalama görülme sıklığının %3-5 arasında olduğunu söyleyebiliriz. Bu oldukça yüksek bir orandır. Çok iyi bilinmediği ve tanısı konulmadığı için birçok hasta huzursuz bacak sendromu ile yaşamaktadır.

Huzursuz Bacak Sendromu Tanısı Nasıl Konulur? 

Huzursuz bacak sendromu tanısı konulması için bu hastalığa özel herhangi bir test bulunmamaktadır. Bu nedenle aşağıda belirtilen kriterlerin dikkatle sorgulanması gereklidir.

  • Bacaklarda anormal duyularla birlikte şiddetli hareket ettirme isteği olması
  • Bulguların oturma ve yatma gibi istirahat durumlarında ortaya çıkması
  • Hareket ettirmekle bulguların tamamen ya da kısmen düzelmesi
  • Bulguların,  genellikle akşam saatlerinde ya da gece kötüleşmesi gibi belirli bir özelliği olması
  • Bu asıl tanı koydurucu özellikler dışında hastaların bazı kan tetkikleri ve polisomnografik (tüm gece uyku çalışması) incelemeleri ayrıcı tanıda yapılmaktadır.

Huzursuz Bacak Sendromu’ nun Nedenleri Nelerdir?

Hastaların büyük bir kısmında huzursuz bacak sendromu nedeni tam olarak bulunamaz. Nedeni bilinmeyen bu tip hastalara Primer  Huzursuz Bacak Sendromu  adı verilmektedir. Ancak bu hastaların ailelerinde benzer hastalar olup olmadığı araştırılmalıdır. Özellikle erken yaşta (40 yaşından önce)  başlayan kişilerde genetik geçiş daha yüksek orandadır. Nedeni saptanamayan huzursuz bacak sendromu hastaların yaklaşık yarısında genetik geçiş olabilmektedir.
Bugün en çok kabul edilen görüşe göre huzursuz bacak sendromu beyinde dopamin isimli maddenin bazı özel bölgelerde azalması sonucu gelişmektedir. 
Huzursuz Bacak Snedromu’ na neden olabilecek durumlar şunlardır:
  • Demir eksikliği (en önemli göstergesi ferritin düşüklüğü)
  • İleri evre böbrek yetmezliği (üremi)
  • Şeker hastalığı
  • Parkinson hastalığı
  • Sinirlerin değişik nedenlerle etkilenmesi (polinöropati)
  • Romatoid artrit
  • Hamilelik

Bunların dışında bazı bulantı, depresyon ve psikoz ilaçları ile bazı sara (fenitoin içerenler), soğuk algınlığı (antihistaminik içerenler), tansiyon ilaçları (nifedipin içerenler) huzursuz bacak sendromu bulgularını kötüleştirebilirler. Bu nedenle huzursuz bacak sendromu olan hastalar bu grup ilaçları doktoruna danışmadan kullanmamalıdır.
Ayrıca kafein, alkol ve sigaranın yine huzursuz bacak sendromu bulgularını kötüleştirebileceği unutulmamalıdır.

Huzursuz Bacak Sendromu Tedavisi Var mıdır, Nasıl Yapılır?

Huzursuz bacak sendromu tedavi edilebilir.  İlaç tedavisine başlamadan önce yapılabilecek bazı rahatlatıcı hareketler ve önlemler vardır. Bunlara hastaların dikkat etmesi oldukça önemlidir.
İlk yapılması gereken hastanın bazı basit önlemleri alması ve yatak odası düzenlemeleri.
Huzursuz bacak sendromu bulgularını kötüleştirebileceğini bildiğimiz alkol, sigara, kafein (çikolata, kafein içeren çay ve kahve gibi) maddelerden uzak durulması, özellikle akşam saatlerinde yatmadan önce bunlara dikkat edilmesi
Huzursuz bacak sendromu bulgularını artırabilecek ilaçları doktoruna danışmadan almaması
Eğer başka bir nedene bağlı ortaya çıkmış ise önce bu nedenin tedavi edilmesi gereklidir.
İlaç tedavisi planlanan hastalarda kullanılabilecek ilaçlar:
Dopaminerjik (dopamin seviyesini artıran) ilaçlar: Bu ilaçlar genellikle Parkinson hastalığı tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak ikisinin çok farklı hastalıklar olduğu unutulmamalıdır. Bunlar genel olarak dopamin agonistleri ve levodopa’dır. Dopaminerjik ilaçları tercih ederken özellikle uzun etkili olanların tercih edilmesi önemlidir.
Bunların dışında benzodiazepinler, gabapentin ve karbamazepin gibi sara ilaçları, opioid ve narkotik grubu bazı ilaçlar da sonraki seçenekler içinde yer almaktadır.

Kaynak: http://www.anadolusaglik.org/tr/saglik-rehberi/saglik-rehberi/haberler/huzursuz-bacak-sendromu-nedir

Devamını oku... »

TOPUK DİKENİ NEDİR ?

2 yorum


Topuk Dikeni nedir ? Nasıl tedavi edilir ?

Topuk Dikeni nedir?

Topuk Dikeni, sabahleyin yataktan kalktığınızda, ilk birkaç adımınız, ayak topuğunuz içinde, şiddetli ağrıya neden oluyorsa, bu şiddetli ağrı yürüme ile birlikte kendiliğinden geçiyorsa sizde plantar fassitis yada türkçesi ile topuk dikeni mevcut olabilir. Bu durum tabanınızın veya ayağınızın  taban (fleksör) yüzünün (plantar) fazla kullanılmasından kaynaklanan bir incinmedir. Bir topuk dikeninin teşhisi, sizin topuk kemiğinizi ayak parmaklarınızın taban kısmına (alt kısmına) bağlayan dokunun(fasya) fibröz bantlarının çok kötü bir inflamasyonu anlamına gelir.

Topuk Dikeninin Belirtileri nelerdir?

Başlıca topuk dikeni belirtileri
  • Sabah yataktan kalkma sonrası ilk birkaç adımda şiddetli topuk ağrısı ve bu ağrı kendiliğinden yürüme ile geçiyorsa
  • Gün içinde uzun süre oturulduğunda ilk kalkmada ağrı oluşur,
  • Gün içinde uzun süre yürüyüşler yapıldığında ağrı hissedilir
  • Gün topuk ağrılarına da oldukça sık rastlanır.

Topuk Dikeni kimlerde daha sıklıkla görülür?

  • Kadınlarda
  • Kilosu normalin üzerinde olanlarda
  • Fazla yürüyenlerde
  • Ayakta sert zeminde kalınması gerektiren işte çalışanlarda
  • Düz ve yayvan ayakları olanlarda
  • Çok yüksek ayak kavsi
  • Koştuğunuzda ve yürüdüğünüzde de özellikle ayak bileğinizi bükmenizi oldukça kısıtlayan, sert baldır kasları olanlar
topuk dikeni rahatsızlığına eğilimlidirler. Ve buna bağlı olarak ayak ağrısı ve topuk ağrısı sıklıkla görülür.

Topuk Dikeni tedavi edilmez ise hangi sorunlara yol açabilir?

Eğer topuk dikeni rahatsızlığınızı tedavi ettirmezseniz, kronik bir duruma dönüşebilir, aktivitelerinizi aynı seviyede tutamayabilirsiniz ve topuk dikeni sizin yürüyüş şeklinizi değiştireceği için; ayak, diz, kalça ve sırt problemlerinizden ötürü semptomlarınızı geliştirebilirsiniz.

Topuk Dikeni Tedavi yöntemleri

  • Topuk Dikeni rahatsızlığının ilk tedavisi istirahattır.
  • Ayak veya topuk ağrısı geçinceye kadar, ayağınızın üzerindeki ağırlığı ortadan kaldırmaya çalışın.
  • Topuk Dikeni sorunununa  eşlik eden bir basma kusuru olup olmadığını yürüme analizi yaptırarak varsa mevcut olan yürüme bozukluğununa yönelik olarak yapılan kişiye özel tabanlıklar ile yürümesi ile ilgili tüm sorunlar giderililmeye çalışılmalı
  •  Topuk Dikeni semptomlarınızı hafifletmek için de, ağrılı bölgeye, günde iki, üç defa, yirmi dakika süreyle buz uygulayın.
  • Sıklıkla bir doktor, size ibuprofen gibi steroid olmayan, antiinflamatuar bir ilaç kullanımını tavsiye ederek ayak ve topuk ağrınız için ilaç tedavisi uygulayabilir.
  • Aşil tendonunuzu ve plantar fasyanızı geren ev topuk dikeni egzersizleri ve programı uygulayarak , topuk dikeninizi tedavi etmek ve hastalığın nüks etme şansını azaltmak için en büyük destektir.

Kaynak: http://ayakcerrahisi.com/eriskin-ayak-problemleri/ayagin-arka-bolum-problemleri/topuk-dikeni.html

Devamını oku... »

YAKIN ÇEVRENİZDE, SİZ DE DAHİL DİYABETLİ VAR MI ?

"Doğru eğitimin, doğru bilmenin, doğru görmenin ve doğruyu yapmanın, hastalıktan koruma ve tedavi etmede, diyabetik ayak yarasındaki kadar etkili olduğu, hastanın kaderinin bu denli değiştiği ve multidisipliner yaklaşımın mutlaka gerekli olduğu bir başka hastalık yoktur". "İnsan değerinin anlaşılamadığı toplumlarda, ayak sağlığının değerini anlamak ve anlatmak oldukça zordur".
Prof.Dr. Mücahit ÖZYAZAR